Diyabet yani şeker hastalığı toplumda sık rastlanan kronik bir metabolizma ve endokrin sistem hastalığıdır. Kısmi veya tam insülin eksikliği veya periferik dokuların insüline direnci, kan glikoz seviyesindeki artışa (hiperglisemi) dolayısıyla da diyabete (şeker hastalığı) neden olur. İyi kontrol edilemeyen hiperglisemi vakalarında başta ağız ve dişler olmak üzere vücudun çeşitli organ ve sistemlerinde hasarlar ya da fonksiyon bozuklukları görülür.
Diş hekimi Pertev Kökdemir, ‘Diyabet hastalığı ağız ve diş sağlığını etkiliyor’ diyerek uyarıyor:
“Diş hekimlerinin diyabetli hastalardaki en önemli gözlemleri periodontal hastalıklar, ağız kuruluğu, ağız içi mantar enfeksiyonları ve cerrahi girişimlerden sonra yara iyileşmesinin geç olmasıdır. Yüksek kan şekeri, kan damarlarında kalınlaşmaya ve tıkanmaya neden olur. Kanın oksijen taşıma kapasitesi azaldığından dokuların beslenmesi yetersiz kalır ve dişetlerinin iltihaplanmaya karşı direnci düşer. Zamanla diş ile dişeti arasında oluşan cepler, bakteri odaklarının gelişmesini sağlar, dişeti iltihabı oluşur ve tedavi edilmediği takdirde dişlerin etrafında kemik yıkımı başlar.”
DİŞ TAŞI OLUŞUMU HIZLANIYOR
Tüm bunların sonucunda dişlerde ağrı, sallanma hatta diş kayıpları görüldüğünü belirten Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Ayrıca tükürükteki glikoz oranının artmasına bağlı olarak tükürük salgısının koyulaşması ve dişleri yıkayıcı etkisinin azalması da diş taşı oluşumunu hızlandırarak dişeti problemlerini tetikler. Bunun yanında tükürük akışının azalması hastada ağız kuruluğu ve dilde yanma gibi rahatsız edici durumlara da sebep olmaktadır. Hatta çok rahatsız edici boyuta ulaştığında hastaya yapay tükürük preparatları önerilebilir” diyor.
TÜKÜRÜKTEKİ YÜKSEK ŞEKER MANTAR SEBEBİ
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Diyabetli hastalarda karşılaştığımız sorunlardan bir diğeri ise ağızda görülen mantar enfeksiyonlarıdır. Tükürükteki yüksek şeker nedeniyle ağız mantar enfeksiyonlarına açıktır. Özellikle dudakların birleşim yerlerinde çatlak ve kızarıklıklar halinde kendini belli eder. Bu sorunu önlemek ancak iyi bir ağız hijyeniyle sağlanabilir. Hasta özellikle takıp çıkarılan hareketli protez kullanıyorsa temizliğine dikkat etmeli ve özen göstermelidir” diyerek diyabetli hastaları ağız hijyeninin önemi konusunda özellikle uyarıyor.
DİŞ HEKİMİ DİYABET TEŞHİSİ KOYUP HASTAYI DOKTORA YÖNLENDİREBİLİR
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, ‘Diyabetli hastaların ağız sağlığını sağlamanın yanında, hastaya ilk teşhisin konmasında da diş hekimlerinin rolü olabilmektedir’ diyor. Kökdemir, “Diş hekimleri, diyabet teşhisi konmamış ancak tedavi sırasında diyabetin ana semptomlarının mevcut olduğunu tespit ettiği ya da klinik muayene sırasında ilerlemiş dişeti hastalıkları, ağız kuruluğu, ağızda aseton kokusu gibi diyabeti düşündüren bulguları elde ettiği hastaları ileri tetkik için dahiliye uzmanına sevk edip hastalığın ortaya çıkmasına katkı sağlayabilir” diyerek zaman zaman hastalarına diyabet teşhisi koyabildiklerini de belirtiyor.
ŞEKER HASTALARI TEDAVİYE SABAH ERKEN SAATTE GİTMELİ
‘Diyabetlilerde iyi bir ağız sağlığı için öncelikle iyi bir şeker kontrolü sağlanması ve düzenli ağız hijyeni gerekmektedir’ diyen Diş Hekimi Pertev Kökdemir, ağız hijyeni ile ilgili tüyolar veriyor:
Ağız sağlığını korumak adına diş fırçalama, diş ipi ve gargara kullanmanın yanı sıra her altı ayda bir mutlaka diş hekimi kontrolü gerekir. Ayrıca diş problemi nedeniyle tedaviye ihtiyacı olan diyabetli hastalar, sabah erken saatte tedavi edilmeli ve tedavi süreleri mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Diyabetli hastaların tedaviden önce kahvaltılarını yapmaları ve olağan insülin ya da oral anti-diyabetiklerini kullanmaları önemle vurgulanmalıdır.